T. C.
Y A R G I T A Y
YİRMİİKİNCİ HUKUK DAİRESİ
ESAS : 2017/11745
KARAR : 2018/8871
TARİH : 14.07.2018
● TANIKLARIN TARAFLARLA HUSUMETLİ OLMASI
● İŞÇİLİK ALACAKLARININ İSPATI
ÖZET : 27.09.2018 tarihinde www.haberturk.com’da; “Yargıtay “İşverenle husumetli
tanık beyanlarına itibar edilmez” İş davalarında Yargıtay’ın verdiği emsal kararlar tüm
çalışanları yakından ilgilendiriyor. Yargıtay 22. Hukuk Dairesi de tüm çalışanları yakından
ilgilendirecek bir karara imza attı” şeklinde yer alan habere ilişkin Yargıtay Kararı.
(6100 s. Hukuk Muhakemeleri K m. 240, 255) (1475 s. İş K m. 14) (4857 s. İş K m. 41, 46, 47, 57)
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili
tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik
Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup
düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının .. Beton şirketine ait işyerinde mikser operatörü olarak işe başladığını
bu şirketin tüm işçileri ve malzemeleriyle birlikte davalı şirkete devredildiğini, iş sözleşmesinin
11.11.2012 tarihinde davalı işveren tarafından feshedildiğini, feshin haklı bir sebebe
dayanmadığını, davacının haftanın yedi günü çalıştığını, ayrıca fazla çalışma yapmasına
rağmen bu çalışmalara ait ücretlerin ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı ve ihbar
tazminatı alacaklarıyla birlikte bir kısım alacaklarının hüküm altına alınmasını TALEP
ETMİŞTİR.
Davalı vekili, davacının davalı şirkete ait işyerinde 18.09.2012-10.11.2012 tarihleri arasında
çalıştığını, davalı şirket ile …Beton şirketi arasında işyeri devri bulunmadığını, davacının kendi
isteğiyle işten ayrıldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini TALEP ETMİŞTİR.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne
KARAR VERİLMİŞTİR.
Karar, yasal süresi içinde davalı vekili tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.
1-Taraflar arasında davalı şirketin, davacının dava dışı şirket bünyesindeki çalışmalarından
doğan alacaklarından sorumlu olup olmadığı konusunda UYUŞMAZLIK BULUNMAKTADIR.
Somut uyuşmazlıkta davacı, 20.07.2011 tarihinde dava dışı şirkete ait işyerinde mikser
operatörü olarak çalışmaya başladığını, bu çalışması devam ederken işyerinin davalı şirkete
devredildiğini ileri sürmüş; davalı ise, dava dışı şirketle aralarında herhangi bir bağ
bulunmadığını, işyeri devrinin söz konusu OLMADIĞINI SAVUNMUŞTUR. Mahkemece, SGK
kayıtları, tanık beyanlarıyla ticaret sicili belgesindeki ortaklık durumuna göre her iki şirket
arasında organik bağ bulunduğu değerlendirilerek SONUCA GİDİLMİŞTİR. SGK kayıtlarına
göre, davacının .. işyeri sicil numaralı şirkete ait Boynuyoğun köyünde Arıçam adresindeki
işyerinde ve yine aynı adreste bulunan davalı şirkete ait ……. sicil numaralı işyerinde
çalıştığı TESPİT EDİLMEKTEDİR. Ancak, hizmet döküm cetveline göre, davacı 31.07.2011-
08.02.2012 tarihleri arasında dava dışı A…. Beton şirketinde, 18.09.2012-10.11.2012
tarihlerinde ise davalı 01 Beton ŞİRKETİNDE ÇALIŞMIŞTIR. Davacı, somut olayda işyeri devri
sebebiyle aynı işyerinde kesintisiz çalıştığını ileri sürmüş ise de, hizmet döküm cetveli
kayıtlarına göre davacının 08.02.2012-18.09.2012 tarihleri arasında ÇALIŞMASI
GÖRÜLMEMEKTEDİR. Ticaret sicil kayıtlarına göre her iki şirketin ortakları BİRBİRİNDEN
FARKLIDIR. Her ne kadar mahkemece davalı şirketle dava dışı şirket arasında organik bağ
bulunduğu sonucuna varılmış ise de, dosya kapsamına göre, bu konuda yapılan araştırma ve
incelemenin yeterli OLMADIĞI ANLAŞILMAKTADIR. Davalı şirketin, dava dışı şirket bünyesinde
geçen çalışmalardan sorumlu tutulabilmesi için bu şirketler arasında işyeri devri, işçi devri,
geçici iş ilişkisi vb gibi bir ilişki veya davacının her iki şirketçe birlikte istihdamı yahut tüzel
kişilik perdesinin aralanması amacıyla hareket edildiğinin, böylece şirketler arasında organik
bağ bulunduğunun KABULÜ GEREKMEKTEDİR. Bu itibarla davalı şirketle dava dışı şirket
arasında açıklanan türde bir bağ olup bulunup bulunmadığı titizlikle araştırılarak, tüm deliller
yeniden bir arada değerlendirildikten sonra varılacak sonuca göre, davalı şirketin dava dışı
şirket bünyesindeki çalışmalardan sorumlu olup olmadığına KARAR VERİLMELİDİR. Eksik
incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup BOZMAYI GEREKTİRMİŞTİR.
2-Davacının çalışmasının kesintisiz olup olmadığı bir başka UYUŞMAZLIK KONUSUDUR.
Davacı, davalı şirketle dava dışı şirket bünyesinde işyeri devri yapılmak suretiyle 31.07.2011-
10.11.2012 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığını ileri sürmüş, mahkemece, davalı şirketle
dava dışı şirket arasında organik bağ bulunduğunun kabulüyle çalışmanın kesintisiz olduğu
değerlendirilerek SONUCA GİDİLMİŞTİR. Ne var ki, davacıya ait hizmet döküm cetvelinde
davacının 08.02.2012-18.09.2012 tarihleri arasında sigortalı ÇALIŞMASI GÖRÜLMEMEKTEDİR.
Bu itibarla, birinci bentteki bozma sebebine göre davalı şirketle dava dışı şirket arasındaki
bağın yöntemince tespitinden sonra varılacak sonuca göre, davacının çalışmasının kesintisiz
olup olmadığı hususunda yeniden değerlendirme yapılmak üzere kararın BOZULMASI
GEREKMİŞTİR.
3-Davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı noktasında UYUŞMAZLIK BULUNMAKTADIR.
Somut olayda, işyerinde mikser operatörü olarak çalışan davacı, haftada yedi gün 06.00-
07.00 saatleri ile 22.00 saatleri arasında çalışarak fazla çalışma yaptığını ileri sürmüş,
mahkemece davacı tanıklarının beyanlarına göre günde üç saat haftada on sekiz saat fazla
çalışma yapıldığı kabul edilerek, fazla çalışma alacağı hüküm ALTINA ALINMIŞTIR. Dosya
kapsamına göre, davacı tanıklarının davalı işveren aleyhine aynı taleplerle dava açtıkları, bu
sebeple işverenle husumetli OLDUKLARI ANLAŞILMAKTADIR. Fazla çalışmanın ispatı
konusunda salt husumetli tanık beyanı itibar edilerek sonuca gidilemez. Bu itibarla, davacının
fazla çalışma iddiasıyla ilgili olarak davalı tanıklarının beyanlarına itibar edilerek sonuca
GİDİLMESİ GEREKİR. Mahkemece, bu husus göz önüne alınmadan yazılı şekilde karar
verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple de BOZULMASI GEREKMİŞTİR.
4-Davacının hafta tatili çalışmasıyla ilgili UYUŞMAZLIK BULUNMAKTADIR.
Dosya kapsamına göre, davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilerek hafta tatili alacağının
kabulüne karar verilmiş ise de, davacı tanıklarının davacıyla menfaat birliği içinde olup,
işverenle husumetli OLDUĞU SABİTTİR. Husumetli tanık beyanlarına dayanılarak, hafta tatili
çalışmasının ispatlanması MÜMKÜN DEĞİLDİR. Davalı tanıkları, işyerinde haftanın altı günü
çalışıldığını İFADE ETMİŞTİR. Dosyada davacının hafta tatili çalışması iddiasını kanıtlayan
başka bir DELİL BULUNMAMAKTADIR. Hal böyle olunca, davacının hafta tatili alacağı talebinin
reddi gerekirken kabulü hatalı olup, kararın bu sebeple BOZULMASI GEREKMİŞTİR.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan
temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.04.2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR
VERİLDİ.