ERZURUM BÖLGE İDARE MAHKEMESİ 1.DAVA DAİRESİ
ESAS :2018/171
KARAR : 2018/1616
İSTİNAF YOLUNA BAŞVURAN (DAVACI) :
VEKİLİ : Av. Burhan AKSOY
KARŞI TARAF (DAVALI) : Bitlis Valiliği / BİTLİS
İSTEMİN ÖZETİ : Davacı tarafından, Bitlis İli, Ahlat İlçesi, Taşharman Köyünde geçici köy korucusu olarak görev yapmakta iken görevine son verilmesine ilişkin 17.10.2016 Olur tarih ve 16 sayılı işlemin iptali ile yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle açılan davada, davacının, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilerek dava konusu işlemin tesis edildiği görülmekte olup, geçici köy korucularının yürüttükleri görevin önemi ve niteliği ile birlikte işlemin subjektif nedenlere dayalı olarak tesis edildiğini kanıtlayacak herhangi bir somut bilgi ve belgenin dava dosyasına sunulamadığı göz önünde bulundurulduğunda, davalı idarece, kamu yararı ve hizmet gerekleri gözetilerek tesis edildiği anlaşılan dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair Van 2. İdare Mahkemesi’nin 14/09/2017 gün ve E:2017/1774, K:2017/1926 sayılı kararının; hukuka aykırı olduğu, koruculuk görevine son verilme işleminin Geçici Köy Korucuları Yönetmeliği hükümlerine aykırı olarak tesis edildiği, hakkında herhangi bir soruşturma yapılmadan karar verildiği ileri sürülerek iptali ile yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : İstinaf aşamasında savunma dilekçesi verilmemiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Erzurum Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi’nce işin gereği görüşüldü:
Dava, Bitlis İli, Ahlat İlçesi, Taşharman Köyü’nde geçici köy korucusu olarak görev yapan davacının, görevine son verilmesine ilişkin 17.10.2016 Olur tarih ve 16 sayılı işlemin iptali ile yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
23/7/2016 tarihli ve 29779 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişin Kanun Hükmünde Kararname’nin “Amaç ve kapsam” başlıklı l. maddesinde; ” Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin amacı, 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında, darbe teşebbüsü ve terörle mücadele çerçevesinde alınması zaruri olan tedbirler ile bunlara ilişkin usul ve esasları belirlemektir” hükmü yer almakta olup, “Kamu görevlilerine ilişkin tedbirler” başlıklı 4. maddesinde ise”Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen; g) Bir bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili olmayan diğer kurumlarda her türlü kadro, pozisyon ve statüde (işçi dahil) istihdam edilen personel, birim amirinin teklifi üzerine atamaya yetkili amirin onayıyla kamu görevinden çıkarılır. (2) Birinci fıkra uyarınca görevine son verilenler bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemez, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemezler; görevinden çıkarılanların uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır. Bu fıkrada sayılan görevleri yürütmekle birlikte kamu görevlisi sıfatını taşımayanlar hakkında da bu fıkra hükümleri uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının Bitlis İli, Ahlat İlçesi, Taşharman Köyü’nde geçici köy korucusu olarak görev yaptığı, 667 sayılı KHK uyarınca oluşturulan Olağanüstü Hal Komisyonu tarafından yapılan değerlendirme neticesinde davacı hakkında, çözüm sürecinin bitmesine müteakip Ahlat İlçe Jandarma Komutanlığı’na yapılabilecek olan terör eylemlerine karşı alınmış olan fiziki emniyet tedbirklerini örgüt yanlısı şahıslar ile paylaştığı, teröre müzahir parti toplantılarına katıldığı hususunda teyide muhtaç bilgilerin edinildiği yönünde 01/09/2016 tarihinde tutanak tutulduğu, bunun üzerine 17/10/2016 tarihinde Bitlis Valisince onaylanan 17/10/2016 tarih ve HRK:3080-1666581-16 sayılı Ahlat İlçe Jandarma Komutanlığı işlemiyle görevine son verilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, dava konusu göreve son verme nedeni olarak 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 4. maddesi gösterilmiş ise de; dosyaya sunulan bilgi ve belgelerde, davacının terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu ve buna ilaveten komisyon tarafından işleme gerekçe olarak alınan tutanaktaki “teyide muhtaç bilgilerin” neler olduğu yönünde hukuken kabul edilebilir objektif ve somut bir sebep ortaya konulmamıştır.
Bu durumda, 01/09/2016 tarihli tutanakta yer alan, çözüm sürecinin bitmesine müteakip Ahlat İlçe Jandarma Komutanlığı’na yapılabilecek olan terör eylemlerine karşı alınmış olan fiziki emniyet tedbirklerini örgüt yanlısı şahıslar ile paylaştığı, teröre müzahir parti toplantılarına katıldığı hususunda teyide muhtaç bilgilerin edinildiği şeklindeki subjektif ve varsayımsal ve keza tutanakta da belirtildiği gibi teyide muhtaç bilgiler, 667 sayılı KHK’nın 4. maddesi uyarınca terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara irtibatı yahut bunlarla iltisakı kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Öte yandan, dava konusu işlem hukuka aykırı olduğundan davacının yoksun kalınan özlük haklarının da idarece tazmini gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, istinaf başvurusunun kabulüne, Van 2. İdare Mahkemesi’nin 14/09/2017 gün ve E:2017/1774, K:2017/1926 sayılı kararının bozulmasına (kaldırılmasına), dava konusu işlemin iptaline, işlem sebebiyle yoksun kalınan yoksun kaldığı parasal haklarının dava tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, aşağıda dökümü yapılan 293,40-TL yargılama gideri ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca belirlenen 1.090,00-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta avansının kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine, kararın tebliğinden itibaren otuz (30) gün içerisinde Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere, 10/07/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.